15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişiminden sonra ilan edilen Olağanüstü Hal kapsamında 23.07.2016 tarihli ve 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname çıkarılmıştır. Bu KHK uyarınca, yasadışı örgüt olan Gülen cemaati ile bağlantılı olduğu tespit edilen kurumların tüm malvarlığı hazineye devredilmiş ancak, bu kurumların borçlarından dolayı vatandaşların hiçbir suretle Hazineden hak ve talepte bulunamayacakları hüküm altına alınmıştır. Kanun Hükmünde Kararname ile hüküm altına alınan bu durum karşısında birçok vatandaş mağdur olmaktadır. Birçoğu işçi statüsünde olan vatandaşların mağduriyeti söz konusu olduğu gibi, bu mağduriyetlerinin ne zaman sona ereceği veyahut ne gibi haklara sahip oldukları, bu haklardan yararlanmak üzere nerelere başvurabilecekleri konularında henüz bir düzenlenme yapılmış da değildir.
Bahse konu KHK hükümlerinde çok genel bir ifadeye yer verilmiş, işçilerin işyerlerinin kapatılmış olması nedeniyle ne gibi haklardan yararlanabilecekleri ile ilgili açık bir düzenleme yapılmamıştır. Böyle bir düzenlemenin olmaması nedeniyle yürürlükte olan İş Kanunu hükümlerine göre çözüm aramak gerektiği düşüncesindeyiz. Zira, olağanüstü hal hükümleri yalnızca olağanüstü hale ilişkin ve muhakkak bu konuya yönelik olmalıdır. Olağanüstü hale ilişkin olmayan durumlarda Anayasal güvence altına alınan işçilik haklarının kısıtlanması, bu hakları elde etmenin zora sokulması hukuk devleti ile bağdaşmamaktadır. OHAL, Anayasa ile düzenlenen bir rejim olduğundan Anayasa askıya alınmadan işçilerin haklarını sınırlayıcı Kanun Hükmünde Kararnamelerin çıkarılması hukuka aykırılık teşkil eder. Aynı zamanda, OHAL ilan etmekteki gerçek amacın dışına çıkarak, iş hukuku alanına haksız müdahale oluşturur.
İşçi alacakları ile ilgili henüz bir düzenleme yapılmadığından vatandaşlar çalışmış oldukları kuruma karşı hak kazandıkları kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti ve eğer varsa ödenmemiş diğer ücretlerin ödenmesi için ihtarname gönderebilirler. İhbar tazminatının talep edilip edilemeyeceği konusunda tereddüt yaşanmakla birlikte, kanımızca ihbar tazminatının talep edilmesi mümkün değildir. Çünkü mevcut duruma bakıldığında kurumların, işçilere işyerlerinin kapanacağı ile ilgili bildirim yapma imkanı bulunmamaktadır.
Kapatılan vakıf, dernek, şirket, gazete, dergi, hastane, okul gibi özel kurumlarda çalışan işçilerin hakları, 667 sayılı KHK’ da yer alan “kapatılan kurumların her türlü borçlarından dolayı hiçbir şekilde Hazineden hak ve talepte bulunulamaz.” hükmü ile tehlikeye atılmıştır. Yetkililerin bir an önce esaslı bir düzenleme yaparak, işçi alacakları konusunda vatandaşların mağduriyetini gidermesi gerekmektedir. Bu tür bir düzenleme yapılana kadar kıdem tazminatı ve ücret alacağı olan işçilerin işverenlerine ihtarname göndermelerini tavsiye etmekteyiz.
İşçi alacakları konusunda herhangi bir düzenlemenin yapılmaması ve kapatılan çok sayıda kurumun çalışanları düşünüldüğünde, yetkililerin bu belirsizlikleri ortadan kaldırmak amacıyla bir an önce harekete geçmeleri gerekmektedir. Yapılacak düzenleme işçilerin bu haklarını korumaya yönelik olabileceği gibi, tam tersine işçilerin bu haklarının garanti altına alınmayacağı yönünde de olabilir. Bu durumda vatandaşlar yapılan düzenlemeye göre bir yol izleyebileceklerdir. Ancak mevcut durumdaki belirsizlik var olduğu sürece, vatandaşların adalet mekanizmasına olan güveni de olumsuz etkilenecektir.